23 Ocak 2018 Salı

Kötü anları paylaşmak ya da paylaşmamak?

Son yıllarda sosyal medyada hakim olan genel akım sanıyorum; "her şeyini paylaşmak!" Tercih meselesi tabi ki. Özel hayatını anbean paylaşıp saygı duyulmasını beklemek, saygı duymayana "bu benim özel hayatım" diye çemkirmek.. İlginç buluyorum bu insanları. Hayatını didik didik gözler önüne sereceksin ve eleştiri kaldıramayacaksın ha? Tuhaf gerçekten.. Ben şahsen bu tarz ifşaların caps'ini alıp yakınlarımla paylaşıp çok eğleniyorum. Hemen hemen her gün "ya bir insan bunu neden paylaşır?" dediğim şok görüntülerle karşılaşıyorum.

En çok mesela kocişkolarının hediyelerini paylaşanlara gülüyorum. Ya da her gittiği kafede her içtiğini, her yediği lokmasını paylaşan bazıları var ki! Ya arada sırada yaparsın, değişik bir şeydir, her zaman yenmeyen bir şey, çok şık ya da çok bildik anam babam usulü bir şey mesela, muazzam bir fotoğrafını çektin diyelim, bunları anlarım. Dozunda paylaşınca batmıyor, ben de paylaşıyorum ki. Ama sen haftanın beş günü o kafe senin bu benim gezip her cheesecake'ini her brownie'ni paylaşırsan ben de bununla dalga geçerim arkadaş. Yemin ederim artık her yeni kek pasta fotoğrafını gördüğümde "derdin dibini ye" dediğim insanlar var :) Hadi hepsini geç de; insan neden 40 derece ateşli çocuğunun en kötü, en hasta halini paylaşır? O ara fotoğrafını çekmek nereden aklınıza geliyor ya? Kendi yaptıkları yetmiyor gibi herkesten de bunu bekliyorlar. Ay ben şok :) (Dikkat ettiyseniz "en zeki çocuk benimki" temalı paylaşımlara laf sokmaya sıra gelmedi zira içim şişti yeterince!)

Senaryo şu şimdi bak: Örneğin ben; işi gücü, çocuğu, ailesi, sorumlulukları olan bir insanım. Karşımda benden  beklentisi olan bir insan var. İşle ilgili olabilir, özel olabilir vs. neyse ne artık. İletişimsel bir kopukluk oluyor bazen. Çünkü benim de hayatımda bazen sıkıntılı durumlar yaşanabiliyor, çocuklarım hasta olabiliyor, ailevi ya da işle ilgili, evimin bir yeriyle ilgili, arabamla ilgili sorunlar, arızalar çıkabiliyor. Yani programım aksıyor ister istemez. Fakat ben "çocuğum hasta", "acildeyim, serum yiyorum", "kaza yaptım", "bulaşık makinem bozuldu" diye elime mikrofon alıp duyurmuyorum. Bu yüzden dışarıdan bakınca hayatım sorunsuz görünüyor. Ve bu yüzden birileri kendinde "alınma", "küsme" hakkını buluyor kendinde. Ay küs lütfen. Sosyal medya ötesinde bir dostluğumuz olsa zaten biliyor olurdun ne yaşadığımı. Bu yüzden lütfen küs yani :)

Daha fazla fotoğraf için; www.instagram.com/tugbaolcer

Etiketler; sosyal medya, instagram, facebook, paylaşım, hayatını paylaşmak, her şeyi paylaşmak, serumlu fotoğraf, yer bildirimi yapmak, blogger, aklımdan geçenler